Balıkçılık Nedir? Dünyada ve Türkiye’de Balıkçılık

Denizlerde, akarsularda, göllerde balık ve diğer deniz canlılarının ticari, besin ya da spor amacıyla yakalanmasına balıkçılık denir. Balıkçılığın tarihçesi çok eski çağlara dayanmaktadır.

Tarihte Balıkçılık

Günümüzde yapılan araştırmalar sonucunda insanoğlunun avlanma, yiyecek ihtiyacını karşılamak amacıyla göl ve denizlerde canlı varlıkları keşfettikleri ve bunları avlamak için 5-6 bin yıl öncesinde kemiklerden yapılmış bugün kullanılan iğnelere benzeyen örnekler bulunmuştur. M.Ö 2000 yıllarda balıkçılıkla ilgili ilk yazılı belgeler Mısır’da bulunmuştur. Asya kıtasında bulunan Çin’de M.Ö 3000’li yıllarda havuzlar kurularak ilk balık üretiminin yapıldığı düşünülmektedir. Tarihte ilk balık yakalama yöntemleri su kenarları ve sığ sularda elle tutma, ağaçtan yapılma zıpkın, ilkel oltalarla tutulmaktaydı.

Araştırmalara göre sığ su kenarlarındaki ağaçlara çıkarak ağ atma yöntemlerinin kullanıldığı ve bunlarda yeterli gelmeyince ağaçları oyup sandallar yaparak açık denizlere balık avlamak için açıldıklarını göstermektedir. Günümüzde balık, modern teknolojiyle birlikte çeşitli avlanma teknikleri geliştirilerek açık denizlerde, sığ sularda dere ve göllerde daha rahat bir şekilde yakalanmaya başlamıştır. Balığın faydaları saymakla bitmez. Diğer et türleri kadar besleyici olmakla birlikte A, B ve D vitaminleri ihtiva etmesi sayesinde çocuk, genç, yaşlı fark etmeksizin vücudun ihtiyacı olan gereksinimleri sağlamaktadır. Gıda dışında balık parfümeride, ilaç ve yem sanayisinde de yan ürün olarak kullanılmaktadır.

Anadolu’da Balıkçılık

Anadolu’ da balıkçılık

Anadolu’da balıkçılık geçmişi hakkında yapılan araştırmalar sonucunda 5000 yıl öncesine dayandığı keşfedilmiştir. Ödemiş gölcük suyunun kuraklık nedeni ile geri çekilmesiyle 2600 yıllık olacağı tahmin edilen kestane ağacından yapılma 4 metre boyunda kayık bulunmuştur. Bu da Anadolu’da balıkçılık konusunda bizlere ışık tutmaktadır. Balıkçılık üretme ve avlanma olarak iki ayrı ana kola ayrılmaktadır.

Olta Nedir?

Olta nedir kısmları nelerdir
Olta nedir kısmları nelerdir

Olta, misina denilen şeffaf naylon ipe özel olarak tasarlanmış çengel şeklindeki tek ya da çoklu iğnelerle donatılmış balık yakalama aracıdır. Olta; iğne, beden ve yardımcı malzemeleri bir araya getirerek hazırlanmış, balık yakalamaya yarayan düzeneklerdir. Mantara, kasnağa ve makaraya sarılı, kelebek mantarı ile fırdöndü arasında yer alan kısımdır. Olta kelimesi Türkçeye İtalyancadan geçmiştir. Gidip gelmek anlamında kullanılan volta sözcüğünden bozmadır. Ancak balık tutma düzeneği manasında Türkçede kullanılmaktadır.

Bir Oltayı Oluşturan Elemanlar Nelerdir?

Olta Balıkçılığı

Olta balıkçılığı
Olta balıkçılığı

Tarihte en eski yöntemlerden olan olta balıkçılığı günümüzde de çok revaçtadır. Olta balıkçılığı su kenarlarından at çek yöntemi ile yapılabildiği gibi bir tekne vasıtasıyla denize açılarak da yapılabilmektedir. Küçük tekneler ile denizlerde, boğaz kıyılarında, göllerde nehir vb. yerlerde insanlar olta balıkçılığı yapmaktadır. Olta balıkçılığında bilinmesi gereken en önemli unsur balığın ne kadar dipte olduğu, yakalamak için hangi besinin takılması ve balığın yüzme hızının hesaplanmasıdır. Olta balıkçılığında esas konu yakalamak istenen balık hakkında yeterince bilgi sahibi olunmasıdır. Balıkçılıkta amatör, hobi amaçlı ve de ticari amaçlı balıkçılıktan söz edilebilir.

Amatör Balıkçılık

Zıpkınla balık avlama
Zıpkınla balık avlama

Sportif amaçlı, keyifli vakit geçirmek için yapılan balık yakalama işine amatör ya da olta balıkçılığı denmektedir. Su altı ve su üstü olmak üzere iki kısma ayrılmaktadır. Su altı balıkçılığında suyun altında uzun süre kalabilmek için ekipmanlara ihtiyaç vardır. Bunlar; hava tüpü, su geçirmez kıyafetler, zıpkın atan tüfek ve de paletler olarak sayılabilir.

İlginizi Çekebilir:  Mezgit balığı nasıl yakalanır? Nerelerde bulunur?

Su Üstü Balıkçılığı

Su üstü balıkçılığı

Deniz, dere, ırmak, göl ve baraj kenarlarında kıyıya yakın su kenarlarından ya da tekneyle, kayıkla açılarak yapılır. Balık yakalamak için oltaya takılmış misina, misinanın ucuna takılmış olan çengel şeklindeki iğneler ve bu çengellerin suya batmasını sağlayacak 20 ila 150 gram ağırlığındaki kurşunlarla yapılmaktadır.

Avrupa ve Amerika gibi diğer ülkelerde keyifli vakit geçirmek için yapılan amatör balıkçılıkta uygulanan teknik yakala ve bıraktır. Yani yakalanan balığın öldürülmeyerek diğer amatör olta balıkçılarının da bu zevki yaşaması için suya geri bırakılmasıdır. Ancak bu teknik ülkemizde uygulanmamaktadır. Amatör yani sportif amaçlı balıkçılığın gayesi spordur. Avrupa’da farklı ülkelerde sportif amaçlı balık yakalama işi yapanlara tuttukları balıkları zarar vermeden suya geri bırakma eğitimi verilmektedir.

Yabancı kaynaklı balıkçılık ile ilgili izlediğimiz videolarda göl ve nehir kenarlarında yüzlerce amatör olta balıkçısı görürüz. Lakin yakalanan balıkların hepsinin götürüldüğünü düşünürsek nehir ve göl gibi avlanma alanlarında balıkların nesli kısa sürede tükenecektir. Bu nedenden dolayı sportif amatör balıkçılıkta yakala bırak işlemi uygulanmaktadır. Ayrıca sportif balıkçılığın desteklenmesi için barajlara, nehir ve göllere yavru balık takviyesi yapılır. Ülkemizde baraj, nehir ve de göllerin balıklandırma işlemi DSİ tarafından yapılmaktadır. Ülkemizde de sportif amaçlı yakala bırak işleminin özendirilmesi amatör balıkçılığın yeni nesillere taşınması için çok büyük önem arz etmektedir.

Amatör Deniz Balıkçılığı

Tatlı su balıkçılığında kullanılan olta takımlarının hemen hemen aynısı amatör deniz balıkçılığında da kullanılmaktadır. Burada dikkat edilmesi gereken bir konu misina ve kamışların daha sağlam olmasıdır. Derinlere inebilmesi için oltalarda daha ağır kurşunların, iri balıkları yakalayabilmek için de daha büyük iğnelerin kullanılması gerekmektedir. Dibe yakın derinliklerde ya da dipte yaşayan morina, mezgit ve de yassı balıkları yakalayabilmek için midye, solucan ve karides yem olarak tercih edilmektedir.

Uskumru lüfer avı metal kaşık

Lüfer, uskumru gibi balıklar ise hareket halindeki teknelerden doğal yem veya üçlü iğneler bulunan ucunda balığa benzeyen metal kaşıklarla yakalanmaktadır. İskandilli oltalara belli aralıklarla pirinç tellerden yapılmış köstekler bağlanır ve bu kösteklere kısa misinalar, misinaların uçlarına da iğneler takılır. Bu yüzdende köstekli olta adını almışlardır.

Deniz balıkçılığında köstekli olta da çok kullanılan olta tiplerinden bir tanesidir. Bu oltanın ucundaki iskandilli bedenine, belirli aralıklarla pirinç telden yapılmış köstekler bağlanmaktadır. Bu oltanın adı da bu kösteklerden gelir. Kösteklere kısa misinalar, misinaların ucuna da iğneler takılır. Köstekli oltalarda balık avlamak için canlı yemler kullanılır. Köstekli olta suya atıldığı anda olta gergin tutulmalı, balık yeme atladığı gibi olta hafifçe silkelenerek balığın iğneyi yutması sağlanmalıdır.

Balığın iğneden kurtulmasına fırsat vermeden hızlı bir şekilde çekilmelidir. Çapari de denizlerde balık avlamak için yaygın olarak kullanılan bir tür köstekli oltadır. Çaparilerde canlı yem kullanılmaz. Onun yerine kaz, tavuk hindi tüyü gibi yapay yemler kullanılır. 10 iğneli (köstekli) olta takımı istavrit gibi küçük balıkları yakalamada yeterli olacaktır. Lakin palamut gibi balıklarda köstek sayısı 35’e; kofona ve torik denen iri lüfer ve palamut avlarında ise 55’e kadar çıkarılmalıdır.

İlginizi Çekebilir:  Parakete Nedir? Parakete ile Balık Avlama

Çapari nedir? Nasıl bağlanır ile ilgili videoyu izleyerek yazımıza devam edebilirsiniz.

Profesyonel Balıkçılık

Modern ve gelişmiş balıkçılık da çok çeşitli avlanma aletleri bulunmaktadır. Bu noktada profesyonel balıkçılık ikiye ayrılmaktadır: “Açık deniz balıkçılığı ve de kıyı balıkçılığı.”

Açık Deniz Balıkçılığı

Açık deniz balıkçı gemisi
Açık deniz balıkçı gemisi

Haftalar ya da aylarca sürecek olan tüm balıkçılık adına gerekli araç ve gereçlerle bir fabrika gibi donatılmış gemilerle balık avlanmaya çıkılmaktadır. Deniz balıklarının bazıları su yüzeyine yakın yaşamaktadırlar, bunlara yüzey balığı denmektedir. Yüzey balığına örnek verecek olursak; hamsi, orkinos, sardalye, uskumru ve ringa gibi balıkları sayabiliriz. Denizin dibine yakın dipte yaşayan balıklara da dip balığı adı verilmektedir. Bu dip balıklarına da örnek verecek olursak; mezgit, morina, berlam ve de tüm yassı balıkları sıralayabiliriz. Balığın özelliğine, yaşadığı suyun derinliğine göre ağ ya da değişik araçlar kullanılmaktadır. Gemilerdeki radar sistemleri sayesinde balık sürülerinin izleri bulunmaktadır ve üreme, yavrulama, göç dönemleri de rahatlıkla takip edilmektedir. Ağların başında en yaygın olarak kullanılanı trol ağlardır.

Trol ağı ile balık avlanması

Bu ağ ağzı 40 metre genişliğinde külah biçiminde büyük bir torbaya benzemektedir. Deniz diplerinin engebeli olmayan kısımlarında dip balıklarını avlamak için genellikle dip trolleri kullanılmaktadır. Trol teknelerinden bırakılan trol ağları tekneyle beraber sürüklenerek deniz dibinde yolunun üzerine çıkan balıkları toplamaktadır. Bu trol ağ sürükleme işlemi 1,5 ila 3 saat arasında sürmektedir. Daha sonra yakalanan balıklar bir vinç yardımıyla çekilerek gemiye boşaltılır. Yakalanan balıkların bozulmaması adına bu gemilerin içinde anında işleme alınırlar, yani gemilerin dondurucularına konularak muhafaza edilirler. Bazı dip balıklarını avlamada kullanılan bir diğer yöntem ise paraketedir. Kalın olta ipi (misina) olan paraketenin üzerinde aralıklarla dizilmiş 1000’e yakın iğneli yemler bulunmaktadır.

Parekete ile balık avlama
Parekete ile balık avlama

Pareketeler avlanılacak yerlerde deniz dibine bırakılarak yerleri şamandıralarla belirlenir. Daha sonra 24 saatte bir atıldığı yerden çıkarılan pareketelerden yakalanan balıklar alınarak iğnelerine yeniden yem takılarak deniz dibine tekrar bırakılır. Karaya geri dönüldüğünde piyasaya sürülürler. ABD ve Japonya gibi önde gelen dünya ülkelerinde çoğunlukla balina ve morina gibi balıklar avlanmaktadır.

Şamandıralara bağlanan su üstü pareketeleriyle orkinos gibi bazı yüzey balıkları yakalanır. Çevirme ağı denilen diğer bir ağ yöntemiyle de dip balıklarının yakalanmasında kullanılmaktadır. Bu avlanma biçimini kullanabilmek için önce balığın yoğun olduğu bölgenin bulunması ve akabinde çevirme ağları ile çevrilmesi, encamında da çevirme ağının torba biçimindeki bölümüne balıkların sürülmesi gerekmektedir.

Gırgır ile avlanma
Gırgır ile avlanma

Yüzey balıklarının avlanmasında en çok tercih edilenler; orta su trolü ve de gırgırdır. Gırgırda balık sürüsü suya dik bırakılan ağla çevrilir. Sonrasında ise ağın alt bölümündeki halatlar vasıtasıyla çekilerek büzülür ve kapatılır. Gırgır teknesine bir vinç yardımıyla çekilerek ağ içinde bulunan balıklar ya suyla pompalanarak ya da büyük kepçe yardımıyla tekneye boşaltılır.

Geçmişe dayalı balıkçılık konusunda pek çok avlanma çeşidi bulunmaktadır. Deniz balıklarını avlamada ilk çağlardan beri kullanılmış ve günümüze kadar gelmiş yöntemlerden biri de dalyandır. Bu yöntem için kıyıya yakın yerlerde ağızları açık bırakılan ağlarla balık yakalama bölümleri oluşturulur ve etrafları çevrilerek havuzlar oluşturulurdu. Bu havuzların içine balıklar girdikten sonra başka bir ağla açık olan ağızlar kapatılırdı. Dalyandaki balıklar başka bir ağ yardımıyla toplanarak teknelere alınırdı. İstanbul’da Beykoz ve Fenerbahçe gibi yakın tarihe kadar pek çok yerde dalyanlar kurulurdu.

İlginizi Çekebilir:  Jig Nedir? Jigging Tekniği ile Avlanma
Dalyan balıkçılığı
Dalyan balıkçılığı

Galsama ağı (düz ağ) çoğunlukla 1 km ya da daha uzun olmakla beraber bir perde gibi denize uzanacak şekilde bırakılır. Lüfer, uskumru, istavrit, palamut gibi balıklar galsama ağı ile avlanılmaktadır. Galsama yönteminde ağ tekne yardımıyla su yüzeyinde sürüklenir ya da ağın bir ucuna demir ağırlık bağlanarak dibe indirilir. Ağa doğru hızla yüzen balıkların başları bu sırada delikten geçer; lakin solungaçları takıldığı için geri çıkamazlar. Böylece yakalanan balıklar tekneye ağla birlikte kolaylıkla çekilir ve silkelenerek teknenin içine dökülürler.

Galsama ağı ile balık yakalama
Galsama ağı ile balık yakalama

Uskumru, orkinos lüfer gibi bazı balıklar suda parlayan herhangi bir şeyi yem sanarlar. Bu tür balıkları avlamak içinde ucunda üçlü iğneler bulunan biçimi küçük balığı andıran metal kaşıklar kullanılmaktadır.

Yakalanan Balıkların Değerlendirilmesi

Yakalanan balıkların değerlendirilmesi
Yakalanan balıkların değerlendirilmesi

Balıkçıların yakaladığı balıklar çeşitli biçimlerde değerlendirilmektedir. Kıyıya gelir gelmez taze olarak tüketilecek balıklar müşterilere orada satılır ya da buzlu kasalara yerleştirilerek iç bölgelere gönderilir. Bazı balıklar dilimlenerek ya da fileto olarak çıkarıldıktan sonra dondurularak özel ambalajlar içinde satışa sunulmaktadır. Özellikle de hamsi, som balığı, sardalya, ton balığı (orkinos) konserve olarak işlenerek satışa sunulmaktadır. Türkiye’de iri palamutlar (torik) iyice temizlenip tuzlanarak lakerda yapılmaktadır. Bazı Avrupa ülkelerinde de morina, mezgit, ringa gibi balıklar tütsülenerek saklanmaktadır.

Uskumru ise tuzlanıp güneşte kurutulduktan sonra çiroz haline getirilir ve bu şekilde de tüketilir. Hamsi gibi bazı balıklar ise pişirilir, öğütülür ve balık unu haline getirilir. Bu balık unları çiftlik hayvanları için yem olarak ya da gübre olarak kullanılır. Bazı balık türlerinin pullarından ise yapay inci ve sedef yapılmaktadır. Morina ve köpek balığının derisi ayakkabı, çanta eldiven yapımında kullanılmakta ayrıca da bunlardan tutkal elde edilmektedir. Morina balığının karaciğerinden elde edilen yağ ilaç sanayinde kullanılmaktadır.

Dünyada ve Türkiye’de Ticari Balıkçılık

Türkiye ve dünyada balıkçılık

15. yüzyılın sonlarında ortaya çıkan ticari balıkçılık sonraki iki yüzyıl içinde de büyük balıkçılık sanayisini oluşturmuştur. Yakalanan balıkları işleyen, çeşitli modern aygıtlarla donatılmış balıkçı filoları kurulmuştur.

Aşırı avlanma, zamanla balıkçılığı tehdit etmeye başlamış ve günümüzde önlem alınması gereken ciddi bir sorun haline gelmiştir. Bazı yanlış avlanma biçimleriyle yumurta dökmeye hazırlanan dişi balıkların ya da yavru balıkların yakalanmasıyla birçok balık türlerinin soyunun tükenme noktasına getirmiştir. Balık avlarken tırıvırı ağ, balık otu, sepet, zehir, pinter, küspe, parakete, elektroşok cihazı, dinamit, elektrik akımı kullanmak yasaklanmıştır. Bu sorunu aşmak için günümüzde birçok ülkede üreme mevsiminde balık avı yasakları, avlanacak balık miktarları konusunda da kısıtlamalar getirilmiştir. Ticari avcılığa kapatılan alanlarda da üreme sezonu yasağında amatör balık avcılığı da yasaklanmıştır.

Türkiye üç yanı denizlerle çevrili olmasına ve bir iç denizinin bulunmasına rağmen balıkçılık konusunda henüz gelişmiş bir ülke değildir. Açık denizlere uzaklığı nedeniyle, kıyı balıkçılığı ve amatör balıkçılığı ülke ihtiyacını karşılayacak seviyede yapılabilmektedir. Avlanılan balık miktarları 400 bin tonu biraz aşmaktadır. Yakalanan balık çeşitleri 15 bin tona yakın istavrit, 20 bin tona yakın kefal, 20 bin tonu sardalya, 240 bin tonu hamsidir.

Lütfen Paylaşın!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Proudly powered by WordPress | Theme: Sprout Blog by Crimson Themes.